Bugünkü rotamız Fransa’nın kuzeydoğusunda, Alsace Bölgesi’nin başkenti olan Strasbourg’du. Moselle Nehri ve Ill Nehri’nin birleştiği noktada yer alan şehir, hem Fransa hem de Avrupa tarihi açısından çok önemli bir konuma sahip.Strazburg Fransa’nın nüfus bakımından yedinci en kalabalık kentidir.
Aracımızı şehir merkezine yakın bir otoparka bıraktıktan sonra yürüyerek keşfe başladık. İlk durağımız, Strasbourg’un en ünlü simgelerinden biri olan Strasbourg Katedrali (Cathédrale Notre-Dame de Strasbourg) oldu. Gotik mimarinin en görkemli örneklerinden biri olan katedral, özellikle 142 metre yüksekliğindeki tek kulesiyle Avrupa’nın en yüksek yapılarından biri. İçerideki devasa vitraylar ve detaylı taş işlemeleri karşısında büyülendik. Katedralin hemen yanındaki Astronomik Saat, mekanik harikası olarak dikkat çekiyor ve zaman başta olmak üzere birçok göstergeyi sunuyor.
Katedralden çıktıktan sonra La Petite France bölgesine doğru yürüdük. Burası, kanallarla çevrili tarihi bir mahalle ve Strasbourg’un en fotojenik yerlerinden biri. Ahşap çatılı evler, renkli çiçeklerle süslenmiş pencereler ve dar taş sokaklar adeta masalsı bir atmosfer sunuyor. Burada yürürken hem fotoğraf çekme hem de küçük kafelerde yöresel tatlardan tatma fırsatı bulduk. Özellikle tarte flambée ve Alsace peynirleri mutlaka denenmeli.
Öğle yemeği sonrası, Ill Nehri üzerindeki tekne turuna katıldık. Kanal turu sayesinde hem şehri farklı bir açıdan görme hem de tarihi köprüleri ve binaları yakından inceleme şansı bulduk. Tur sırasında rehberimiz, Strasbourg’un hem Fransız hem de Alman etkilerini taşıyan mimarisinden ve Alsace tarihinden bahsetti.
Strasbourg’un bir diğer önemli noktası ise Avrupa Parlamentosu. Modern mimarisiyle dikkat çeken bina, şehrin güncel Avrupa siyasetindeki önemini hatırlatıyor. Eğer vaktiniz varsa, Avrupa Parlamentosu çevresinde kısa bir yürüyüş yapmak ve fotoğraf çekmek keyifli oluyor.
Günün sonunda, şehir merkezinde bir tur daha atarak Place Kléber ve çevresindeki mağazaları gezdik. Çocuklar için küçük oyun alanları, yetişkinler için ise kafeler ve dükkanlar hem alışveriş hem de dinlenme imkânı sundu.
Sonuç olarak, Strasbourg hem tarih hem kültür hem de manzara açısından zengin bir şehir. Gotik katedrali, La Petite France’ın masalsı sokakları, kanallar ve modern Avrupa yapılarıyla her yaştan ziyaretçiye hitap ediyor. Tarihi dokuyu yaşamak, yerel lezzetleri tatmak ve fotoğraf kareleri yakalamak için Strasbourg’u keşfetmek unutulmaz bir deneyim.
